27 Aralık 2007 Perşembe

İzmir Kış Turizm

Doğal ve tarihi güzellikleri, turizme uygun iklim koşulları, yeterli konaklama ve ulaşım altyapısı ile İzmir, turizm potansiyeli yüksek illerimizden biridir. İl, denizi, kıyıları, dağları, yaylaları, termal suları, ormanları, Ege’ye özgü tarımsal ürünleri ve iklimi ile değişik turizm türlerinin gerçekleşmesini mümkün kılmaktadır. Kıyılarında dinlenme ve eğlence turizmi, antik kentler ve ören yerleri ile tarih-kültür turizmi, Bozdağlar’da dağ ve kış sporları turizmi, eko turizm, Şirince köyünde kırsal turizm, Balçova, Çeşme ve diğer ilçelerde termal turizm, festivalleri ve şenlikleri ile kültür turizmi, kutsal yerleri ile (Meryem Ana Evi) inanç turizmi gibi değişik turizm türlerini ilin her tarafında görmekteyiz.
İzmir’de, turizm işletme belgeli 130, yatırım belgeli 51 tesis mevcuttur. Bu tesislerde 16491 oda ve 34715 yatak bulunmaktadır.
İzmir ili 12 aylık dönem turizm hareketlerine göre, 2004 yılı toplam girişlerin %84,94 havayolu, %17,06’sı ise denizyolu aracılığı ile gerçekleşmiştir.
İzmir’i en çok Almanya, Fransa, Hollanda ve İngiltere kaynaklı turistler ziyaret etmektedir. İlde toplam 278 turizm seyahat acentesi ile 1301 profesyonel turist rehberi turizm sektöründe çalışmaktadır.Kadife Kale
İskender’in Anadolu’ya çıkışı ve Pers egemenliğine son vermesiyle birlikte bölgede yeni bir şehircilik anlayışı gelişti. Smyrna’da yaşayanlar Efes, Bergama, Rodos, İskenderiye gibi zamanın ticarette ve liman işletmesinde ileri gitmiş şehirleri ile boy ölçüşebilecek bir şehir kurmak istemişlerdi. Ancak bir şehrin eski İzmir’de kurulması hem konum açısından hem de alanın küçüklüğü nedeniyle olanaksız olduğundan İskender, bugün Kadifekale olarak bilinen Pagos Tepesi eteklerine yeni şehri kurmayı düşünmüştür. Efsaneye göre; İzmir’e gelen Büyük İskender,o zaman ormanla kaplı “Pagos Tepesi” denilen Kadifekale’de Nemesis Kutsal alanında avlanırken bir ara ulu bir çınarın altında uykuya dalar. Rüyasında gördüğü iki Nemesis, İskender’den yepyeni bir İzmir’i uyuduğu tepenin eteklerinde kurmasını isterler, uykusundan uyanan İskender, Klaros’un Apollon kahinine gördüğü rüyayı anlatarak fikrini sorar. Kahin rüyayı tek bir cümlede yorumlar: “Kutsal Meles Çayı kenarındaki Pagos Tepesi eteklerinde yerleşecek İzmirliler, eskisinden dört kez daha mutlu olacaklardır.”
Bu yeni İzmir’in kuruluşunda İskender’in Pagos Tepesinde gördüğü rüyanın yorumuna dayanmak yerine, dönemin deniz ve karada gelişen ticari potansiyelinin gelişmesinin dayattığı zorunluluk nedeniyle burada kurulmuş olduğuna inanmak, günümüz için çok daha bilimsel bir yaklaşımdır. Nihayet, rakibi General Antiganos’u M.Ö.302′de öldüren Lysimachos yeni İzmir’in Pagos Tepesinde kuruluşunu gerçekleştirir. Anadolu ticaretinde, dönemin en büyük potansiyeline sahip olan İzmir, su kemerleri, gymnasionu, stadyumu, tiyatrosu ve agorası ile son derece gelişmiş ve düzenli bir kent olarak imar edilmiştir.Kemeraltı
Kemeraltı, Mezarlıkbaşı semtinden Konak Meydanı’na kadar uzanan geniş bir bölgeyi içine alan tarihi bir ticaret alanıdır. Çarşının bugün ana caddesini oluşturan Anafartalar Caddesi, geniş bir kavis çizer. Bu kavis, caddenin geçen yüzyıllarda var olan iç limanın etrafını dolaşmış olmasından kaynaklanmaktadır. Liman, zamanla ağzına doğru dolmaya başladığından, yeni yerleşim ve ticaret sahaları açılmış ve buraları yeni binalarla değerlendirilmiştir.
Bu çarşı ilk yıllarda, kısmen tonozlu, kiremit örtülü, yan sokakları ve arastalarıyla bir kapalı çarşı görünümündeydi. Kemeraltı adını bu bölümünün üstünün kapalı olması özelliğinden almıştır. Eskiden olduğu gibi günümüzde de Kemeraltı Çarşısı, İzmir’in en önemli geleneksel alışveriş merkezidir.
Eskinin gizemli tonoz ve kubbeli dükkanlarının sayısı oldukça azalsa bile, modern iş merkezleri, mağazaları, sinemaları ve kafeteryaları ile sokakları günün her saati canlı, her türlü alışverişin yapılabileceği bir mekan görünümündedir.
Kapalı ve açık mekanlardan oluşan çarşıda geleneksel Türk el sanatlarından seramikler, çini panolar, ahşap ürünler, tombaklar, halı ve kilimler, deri ürünlerinin her çeşidini bulmak mümkündür.Atatürk Müzesi
1. Kordon (Atatürk Caddesi) üzerindedir. 1875-1880 yıllarında ev olarak yaptırılmıştır. Bina, Başkumandanlık Karargahı olarak 10 Eylül 1922′de Atatürk’e tahsis edilmiş, Atatürk bu binanın balkonundan halka hitap etmiştir. 13 Ekim 1926′da İzmir Belediyesi binayı hazineden satın alarak Atatürk’e hediye etmiştir.Bina 29 Ekim 1978 tarihinde Atatürk ve Etnografya Müzesi olarak ziyarete açılmıştır.Saat Kulesi
1901 yılında, Sultan II. Abdülhamid’ in tahta çıkışının 25. yıldönümü nedeniyle ve padişahın emri üzerine, Sadrazam Küçük Sait Paşa tarafından yaptırılmıştır. Son derece zarif görünümüyle Konak Meydanı’nı bir inci gibi süslemektedir.
Teras yükseldikçe incelen sivri kemerleri, kubbecikleri, mukarnas işçiliği ve geometrik figürlerle donatılmış olan taş işçiliğinin bir zarafet içinde Saat Kulesi’ni çevrelemesi, zengin bir görüntü oluşturmaktadır.
Kulenin saati Alman İmparatoru II.Wilhelm tarafından armağan edilmiştir. İzmir’in önemli bir simgesi ve yüzyıldır önemli bir buluşma noktasıdır.T.B.M.M Egemenlik Evi
Eski Belediye binası olarak bilinen ve günümüzde T.B.M.M.Egemenlik Evi olarak kullanılan yapı, Hisarönü semtinde yer alır.
Ulusal Kurtuluş Savaşı yıllarında İzmir Müdafaa-i Hukuk Teşkilatı’nın çalışmalarına mekan teşkil eden, uzun yıllar belediye hizmetlerinin yürütüldüğü bina 1997 yılından itibaren bir kültür ve sanat merkezi olarak faaliyet göstermektedir.İzmir Devlet Tiyatrosu
1925 yılında Türk Ocağı İzmir Şubesi binası olarak yapılan eserin mimarı Yüksek Mimar Necmettin Emre Bey’dir. Yapı I.Milli Mimarlık tarzının özelliklerini taşıyan, kubbeli, iki katlı zarif bir örnektir. Mithatpaşa Caddesi üzerindedir.Halit Rıfat Paşa Köşkü
19. yüzyılın sonlarında inşa edilen Halil Rıfat Paşa Köşkü, ana yapı ve ek yapıdan oluşmaktadır. Ana yapı iki katlı olup, ek yapı ise tek mekanlı bir yapıdır. Köşk aslına uygun onarım ve yeniden düzenleme çalışmalarının tamamlanmasından sonra hizmete açılarak TULOV Vakfı tarafından Kültür ve Eğitim Merkezi olarak işlevlendirilmiştir.Selepçioğlu Camii
1906 yılında Salepçizade Hacı Ahmet Efendi tarafından İzmir’in en büyük kubbeli camisi olarak yaptırılan cami, ince yapılı, zarif bir minareye sahiptir. Caminin dış duvarları mermer ve yeşil taşlarla kaplanmıştır. Büyük kubbesi altın varakla işlenmiş olan caminin son cemaat yerinde üç kubbesi bulunmaktadır. İzmir’in en nadide camileri arasında yer almaktadır.Kemeraltı Camii
17. yüzyılda inşa edilen cami, merkezi kubbelidir. 18. Yüzyıldan kalma kalem işi süslemeleri görülmeğe değerdir. Caminin hemen bitişiğinde aynı dönemden kalma bir sebil bulunmaktadır.E.Ü. Botanik Bahçesi
Ege Üniversitesi, Fen Fakültesi bünyesinde 1964 yılında kurulmuş olan Botanik Bahçesi, 1997 yılında Ege Üniversitesi Rektörlüğü’ne bağlanarak, E.Ü. Botanik Bahçesi & Herbaryum Araştırma ve Uygulama Merkezi olarak hizmetine devam etmektedir. Araştırma ve öğretim hizmetlerinin yanı sıra halka doğal ve kültür bitkilerini tanıtmak ve sevdirmek amacını taşımaktadır.
Botanik Bahçesi 48.750 m2 alan üzerine kuruludur. Buradaki seralarda, tropik, kserofit, egzotik bitkiler halka ve öğrencilere tanıtılmaktadır.
Botanik Bahçesinde yaklaşık 3000 kadar bitki türü bulunmaktadır. Bu bitkiler Türkiye ve yabancı kökenlidir.Yamanlar-Karagöl
Karşıyaka ilçesinde bulunan Karagöl, kent merkezinden yaklaşık 40 km uzaklıkta, denizden 800 metre yükseklikte Yamanlar Dağı üzerinde yer almaktadır. Alanı 2 ha olan Karagöl, tektonik kökenli heyelan gölüdür.
Kızılçam ve karaçam ormanları arasında bulunan Karagöl’ün çevresinde günübirlik piknik ve çadırlı kamping alanları düzenlenmiştir.İnciraltı Gençlik Merkezi
İnciraltı Gençlik Merkezi, yeni bir rekreasyon alanı olarak sinema salonları, yeme-içme tesisleri, spor, yürüyüş ve piknik alanları, sandalla gezinti yapılabilecek suni bir göl alanı ile kent halkını buraya çekmektedir.Dokuz Eylül Anıtı
İzmir’in 9 Eylül 1922 günü, düşmandan kurtuluşu esnasında sabahın erken saatlerinde şehit düşen dört Türk askeri için yapılmış olan anıt, Halkapınar semtinde bulunmaktadır.Agora
İzmir’in Namazgah semtinde bulunan Agora, Roma dönemine aittir. Agora antik dönemlerde politik toplantıların ve halkın alışveriş yaptığı bir yerdir. Ticari olmaktan ziyade, bir devlet agorası görünümündeki İzmir Agorası, bugüne değin ortaya çıkarılan dünyanın en büyük Devlet Agorasıdır.
M.S.178′de depremle yerle bir olan Agora, İmparator Marcus Aurelius’un özenli çalışmalarıyla yeniden inşa edilmiştir.
1932-1941 yılları arasında yapılan ilk dönem kazılarla büyük bir bölümü ortaya çıkarılan İzmir agorasının, dikdörtgen formda, ortada geniş (120 x 180 m) bir avlu etrafında sütun ve kemerler üzerine inşa edilmiş üç katlı ve önünde merdiveni olan bileşik bir yapı olduğu anlaşılmıştır.
Agoradaki çalışmalar; agora meydanı, kuzey kapısı, bazilika altı, batı yapısı (stoa), antik çarşı olmak üzere beş yerde kazı, restorasyon, arkeolojik temizlik ve çevre düzenlemesi şeklinde sürdürülmektedir.Arkeoloji Müzesi
Batı Anadolu’da kurulan ilk müzelerdendir. İçerdiği eserler nedeniyle bölgesel müze niteliği taşımaktadır.
İzmir Arkeoloji Müzesi İon, Aiol, Grek, Roma, Bizans kültürlerine ait göz alıcı eserler yanında son yıllarda İzmir çevresinde sürdürülen prehistorik kazılarda ele geçen önemli koleksiyonları da bünyesinde bulundurmaktadır. Müzede eserler iki esas kat, bir zemin kat olmak üzere üç katta ve arka-ön bahçelerde teşhir edilmektedir. Sergilenen eserlerin yanı sıra Müzede Kalkolitik çağdan, Doğu Roma dönemine kadar uzanan bir zaman dilimine ait zengin bir sikke, cam ve takı koleksiyonu da bulunmaktadır.Hükümet Konağı
1868 -1872 yılları arasında yapılmış olan Hükümet Konağı, Ulusal Kurtuluş Savaşı tarihimizde çok önemli bir yere sahiptir. 9 Eylül l922′de, Türk ordusu’nun İzmir’e girmesiyle Hükümet Konağı’na çekilen Türk bayrağı, yalnız İzmir’in değil, ülkemizin de kurtuluşunu simgeler.Asansör
Mithatpaşa Caddesi ile Halil Rıfatpaşa semti arasındaki yükselti farkından dolayı, iki semt arasındaki ulaşımı kolaylaştırmak amacı ile 1907 yılında Musevi işadamı Nesim Levi tarafından inşa edilmiştir.
Asansör kulesi ile iki semt arası birleştirilmiştir. Kulede iki asansör bulunmakta, bunlardan soldaki buharla, sağdaki ise elektrik ile çalışmaktaydı.
1985 yılında gerçekleştirilen restorasyonla her iki asansör de elektrikle çalışır duruma getirilmiştir.1994 yılında yapılan ikinci restorasyon ile Asansör Sokağı’nın çevre düzenlemesi gerçekleştirilmiştir. Asansör’de teras restoran ve bar yer almaktadır.
Tarihi Asansör’ün bulunduğu sokakta ayrıca, dünyaca ünlü ses sanatçısı Dario Moreno’nun da yaşamış olması, buraya duyulan ilgiyi daha da arttırmaktadır.Alsancak Garı
1856 yılında hizmete açılan İzmir-Aydın demiryolu hattının, İzmir’deki bitim noktasıdır. 1858 yılında hizmete açılmıştır.Kızlarağası Hanı
Kızlarağası Hanı 1744 yılında Hacı Beşir Ağa tarafından yaptırılarak hizmete sokulmuştur. Osmanlı mimarisinin günümüze gelen, İzmir’deki nadir eserlerinden olan han, diğer Osmanlı hanları gibi çarşılı ve avlulu hanlar düzenindedir.
Kızlarağası Hanı, 4000 m2′lik alanı kaplayan, kareye yakın dikdörtgen planlı, avluya bakan kısımları iki katlı, bedestenleri tek katlı, yaklaşık 500 m2 ‘lik avlusu olan görkemli bir yapıdır. Hanın çatısı tamamen kurşun kaplıdır.
Hisarönü semtinde yer alan han, 1988-1993 yılları arasında restore edilerek günümüzde turistik bir çarşı olarak kullanılmaktadır. Kızlarağası Hanı’nda çok çeşitli el sanatları, her türlü hediyelik eşya, halı, kilim, gümüş takı, giyim eşyası, nargile ve malzemeleri, deri kıyafetler ve hediyelik eşyalar satışı yapan dükkanlar bulunmaktadır.Hisar Camii (Şadırvan Camii)
İzmir’in anıtsal yapılarından bir diğeri de Hisarönü semtinde bulunan Hisar Camii’dir. Aydınoğlu (Molla) Yakup Bey tarafından 1597 yılında yaptırılmıştır. Cami’nin ortasında merkezi büyük kubbe, sekiz adet fil ayağı üzerinde durmakta, yanlarda üçer büyük, arkada üç küçük ve son cemaat yerinde de yedi küçük kubbesi ile tek şerefeli minaresi bulunmaktadır.
1813, 1881, 1927 ve 1980 yıllarında onarım gören cami, güneyden ve batıdan payanda kemerleri ve duvarlarıyla desteklenmiştir. Dekorasyon 18 ve 19. yüzyılların etkisi ile zenginleştirilmiştir.Sütun başlıklarında, pencere üzeri ve cephe süslemelerinde mihrap, minber ve vaiz kürsüsünde Avrupa sanatsal etkilerini görmek mümkündür.Şadırvan Camii
Eski iç liman kıyısında yapılmıştır. İsmini, yanında ve altında bulunan şadırvanlardan almıştır. 1636 yılında inşa edilmiş ve 1815 yılında onarım görmüştür. Doğuda tek şerefeli bir minaresi ve batıda bir kütüphanesi bulunan caminin mihrap, minber ve vaaz yeri mermerden yapılmıştır.Beth İsrael Sinagogu
Sultan 2.Abdülhamit’in İzmir Valisi, eski Sadrazam Kamil Paşa’ya emri uyarınca, Karataş semtinde oturan Musevilerin ibadetlerini yapabilmeleri için inşa edilmiştir. Beth İsrael Sinagogu, İzmir’in en büyük ve seçkin havrasıdır.Kültürpark
Kentin tam ortasında yer alan Kültürpark’ta, büyük kısmı yurtdışından getirilmiş 200′den fazla değerli ağaç ve çalı türü bulunmaktadır. İzmir’in akciğeri olan Kültürpark’ta her ağacın ve bitki örtüsünün künyesi çıkarılmıştır.
Toplam 421.000 m2′lik alanda 156.000 m2′lik yeşil alana sahiptir. Kültürpark içinde koşuyolu, yüzme havuzu, kapalı spor salonu, tenis kortu, nikah salonu ile 13500 m2′lik alanda kurulu Lunapark hizmet vermektedir.
Kültürpark’ın bir diğer işlevi, İzmir Uluslararası Fuarı’na ev sahipliği yapmasıdır.Balçova Teleferik Tesisleri
1000 m’lik hat uzunluğu ile 1974 yılından beri çalışmakta olan teleferik 423 m yükseklikteki tepeye ziyaretçileri yaklaşık 10 dakikada taşımaktadır.
Spor ve doğa severler için geniş imkanlar sunulan tesislerde, yamaç paraşütü ve özel tırmanma şeritleri ile sporseverler heyecanlı anlar yaşayabilirler.Atatürk Anıtı
Cumhuriyet Alanı’nda büyük önderimiz Atatürk’ün “Ordular İlk Hedefiniz Akdeniz’dir İleri!” komutunu simgeleyen anıt, İtalyan heykeltıraş Pietro Canonica tarafından yapılmıştır.
Atatürk’ün üniformasıyla bir at üzerinde tüm heybeti ile gösterildiği anıt, kaidesindeki kabartmaları ile de dikkati çekmektedir. Cumhuriyet Anıtı, İzmir’in en önemli simgelerinin başında gelir.Zübeyde Hanım Anıt Mezarı
Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın mezarı anıt şeklinde 1940 yılında İzmir Belediyesi tarafından Karşıyaka semtinde yaptırılmıştır.
Zübeyde Hanım Caddesi üzerinde Ferik Osman Paşa Camii avlusu içindedir.Kızılçullu Su Kemerleri
Eski adı Kızılçullu olan Şirinyer’de bulunan su kemerleri Meles (Kemer) Çayı üzerinde olup Kadifekale’de kurulan kente su getirmek için yapılmıştır. Geç Roma dönemine ait iki sıra halindeki kemerlerin yapımında taş, tuğla ve Roma harcı kullanılmıştır. Bu kemerler Bizans, Selçuklu ve Osmanlılar dönemlerinde onarım görmüş ve uzun süre kullanılmıştır.Etnografya Müzesi
Müze olarak İzmir kent merkezindeki (İzmir Arkeoloji Müzesi ile bitişiktir) ikinci önemli müzeyi oluşturduğu gibi, müze binası da tarihsel bir özellik taşımaktadır. Bina, 18.yüzyıl sonlarında Neoklasik tarzda inşa edilmiştir. 1985-1987 yıllarında restore edilerek Etnografya Müzesi olarak teşhire hazırlanmıştır. Müze binası, zemin kat ile birlikte üç katlı olup, teşhir iki kattadır. Eserler İzmir ve yöresinin 19. yüzyıldaki toplumsal yaşamından kesitler vermektedir.Dönertaş Sebili
Anafartalar Caddesi ve 945 sokak kesişiminde konumlanan Dönertaş Sebili, köşesindeki sütunun dönmesinden dolayı bu adı almıştır. 1814 yılında yapılan sebilin sahibinin Osmanzade Seyyid İsmail Rahmi Efendi olduğu sanılmaktadır. Yapı, İzmir’in en güzel ve bakımlı sebillerindendir.
Dörtgen planlı sebilin üstü kubbeli olup, alaturka kiremit kaplıdır. İki pencere arasında ve köşeye konan, süslü başlıklı, geçmişte dönen yuvarlak mermer sütun cephenin çarpıcı bir öğesidir. Mermer kaplı cephe, bitkisel motifler, manzara ve hat bezemeler ile süslenmiştir.İzmir Milli Kütüphane ve Elhamra Sineması
Türkiye’nin Milli adını taşıyan ilk Kütüphanesi olan İzmir Milli Kütüphanesi, İttihat ve Terakki Fırkası’nın çabalarıyla, 1912 yılında okumuş, kültürlü Türk gençlerinin yetiştirilmesi amacıyla, Beyler Sokağı’ndaki Salepçizade Konağı’nın selamlık bölümünde hizmete girmişti. Bugünkü binanın yapımına, 1922′den sonra başlayarak, 1926 yılında Elhamra Sineması tamamlanarak hizmete açılmış, kütüphane binası ise 1933 yılında tamamlanabilmiştir. Sinema, günümüzde İzmir Devlet Opera ve Balesi’ne hizmet vermektedir.Uşakizade Köşkü
Beyaz Köşk veya Latife Hanım Köşkü olarak anılan Uşakizade Köşkü, Uşakizade Muammer Bey’in babası Sadık Bey tarafından yaptırılmıştır. Göztepe semtinde eğimli bir araziye yapılan köşk üç katlıdır.
Gazi Mustafa Kemal Paşa 14 Eylül 1922′den, 27 Temmuz 1924 tarihine kadar, Uşakizade Köşkü’ne beş kez gelmiş ve 91 gün kalmıştır.Yalı (Konak )Camii
Konak Meydanı’nda, çinileri ve sekizgen planıyla dikkatleri çeken, İzmir’in en zarif camilerinden Yalı (Konak) Camii, Mehmet Paşa kızı Ayşe Hatun tarafından 18.yüzyılda yaptırılmıştır. Sekizgen planlı caminin mimarisinde kesme taş kullanılmıştır. Harim ile dış cephelerde yer alan çiniler, 19. yüzyıl Kütahya çini geleneğinin en güzel örneklerini yansıtmaktadır.Başdurak Camii
Hacı Hüseyin Camii olarak da anılan cami, 1652 yılında inşa edilmiş, 1774 yılında onarım görmüştür. Tek kubbenin örttüğü caminin altında dükkanlar bulunmaktadır.St. Polycarp Kilisesi
St. Polycarp Kilisesi, İzmir’in en eski kilisesidir. Yapımı 1625 yılına kadar uzanmaktadır. Sultan Süleyman’ın izni ve Fransa Kralı XIII. Louis’in isteği ile inşaa edilmiş ve Kapusin rahiplerine verilmiştir. Kilise ve sonradan binaya eklenmiş olan manastır, 1688 yılında bir depreminde hasar görmüş, sonra da yanmıştır. 1690 ve 1691 yıllarında çevresi ile birlikte yeniden inşaa edilmiştir.İzmir Kuş Cenneti
İzmir Kuşcenneti, değişik canlıların yaşayabildiği dalyanlar, sazlıklar, otlaklar ve tuzla havuzları gibi farklı yaşam alanlarını bünyesinde bulundurması nedeniyle, ülkemizdeki diğer kuş cennetleri arasında çok önemli bir ayrıcalığa sahiptir. Sahip olduğu farklı ekosistemler nedeniyle, ülkemizde gözlenen 450 kuş türünden 220’si İzmir Kuşcenneti’nde gözlenmektedir. Bu kuş türlerinden 59′u burada kuluçkaya yatmakta; kuluçkaya yatan kuş türlerinden 39 türün korunan türler olması, İzmir Kuşcenneti’nin önemini daha da arttırmaktadır. Özellikle bu türler arasında bulunan Tepeli Pelikan, Küçük Karabatak ve Küçük Kerkenez Dünya’ da soyları azalan kuş türlerindendir.
“İzmir Kuş cenneti’nde kuluçkaya yatan türlerin başlıcaları; Flamingo, Tepeli Pelikan, Leylek, Küçük kerkenez, Suna, Angıt, Deniz Saksağanı, Kılıçgaga, Deniz Kırlangıcı, Gümüşü Martı, Uzunbacak, Tepeli Tarlakuşu, Arıkuşu, Kuyrukkakan ve Çulhakuşu’dur.
İzmir Kuşcenneti’nde kuşlardan başka; tatlı su ve deniz balıkları, 3 kurbağa, 5 yılan, 5 kertenkele ve 4 kurbağa türü ile memelilerden Yabandomuzu, Tilki, Çakal, Tavşan, Sansar, Porsuk, Gelincik, Kirpi ve Sazlık Kedisi de yaşamaktadır.
İzmir Kuşcenneti sahip olduğu doğal ve kültürel zenginlikleri nedeniyle doğal ve arkeolojik SİT ALANI, Yaban Hayatı Koruma Sahası ve Uluslar arası Koruma Statüsü olan RAMSAR alanı ilan edilmiştir.
Sekiz bin hektar gibi çok geniş bir alana sahip olan İzmir Kuşcenneti; Ege Denizi kenarında, İzmir Körfezi’nin kuzeyinde bulunan Gediz Nehri Deltası’nın bir bölümü üzerindeki Tekel Çamaltı Tuzlası içinde bulunmaktadır. İzmir Kuşcenneti Karşıyaka’ya 26 Km, İzmir kent merkezine 40 Km uzaklıktadır. İzmir – Çanakkale karayolu üzerinde Çiğli’den batıya sapan 17 km.lik asfalt yol ile ulaşılır.
Tekel Çamaltı Tuz İşletmesi ülkemizin en büyük deniz tuzlasıdır. Yıllık Kapasitesi 500.000 Ton /yıl ile Türkiye’nin yıllık 2 milyon ton olan tuz üretiminin % 25′ini sağlamaktadır.
İzmir Kuşcenneti; bilim, eğitim ve kültür yaşantımıza devamlı katkıda bulunabilecek ender bir doğa müzesi ve canlı bir laboratuardır.İzmir Kuş Cenneti web sayfası:[Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilir.ForumTR üyesi olmak için tıklayınız]Buca Kaynaklar Göleti
İzmir kent merkezinden 15 km güneyde bulunan bu rekreasyon alanı, Buca Belediyesi’nce yaptırılmıştır.
140 bin m2′lik bir alanı içine almakta, 30 bin m2′lik suni göl, 3500 kişilik amfi tiyatro, seyir terasları, piknik alanı, çocuk oyun üniteleri, hobi bahçeleri ve hayvan padoku bulunmaktadır. Birçok etkinliğin düzenlendiği bu alan, İzmirlilerin önemli uğrak yerlerinden birisidir.
Göletin yakınında bulunan Kaynaklar köyü asırlık çınar ağaçlarıyla ünlüdür. Hafta sonları doğa tutkunları yürüyüşlerine buradan başlayabilirler.İlk Kurşun Anıtı
Yunan ordusunun 15 Mayıs 1919′da İzmir’i işgali sırasında, işgalcilere karşı ilk kurşunu sıkarak, Türk direnişinin ilk örnek davranışını gösteren ve ardından şehit olan gazeteci Hasan Tahsin adına dikilen ve onu ilk kurşunu sıkarken gösteren anıt, Konak Meydanı’ndadır.
Anıt, İzmir Gazeteciler Cemiyeti tarafından yaptırılarak, 15 Mayıs 1974 tarihinde törenle Konak Meydanı’na konmuştur.anahtar kelimeler: İzmir Tatil Yerleri,İzmir otelleri,İzmir ucuz otelleri,İzmir ucuz pansiyonları,İzmir pansiyonları,İzmir restaurantları,İzmir gezilecek yerleri,İzmir tarihi,İzmir resimleri,İzmir araba kiralama,İzmir ucuz tatil,İzmir hotelleri,İzmir ucuz hotelleri,İzmir ulaşım,İzmir kalacak yerler,İzmir haritası,İzmir ilçeleri

Hiç yorum yok: